#

Kırım göçleri

Kırım göçmeni

Tatarlar doğrudan deniz yoluyla Türkiye’ye, günümüzde Romanya ve Bulgaristan topraklarında kalan Dobruca’ya gittiler. Bazıları Dobruca’da kaldı, çoğu oradan da Türkiye’ye göç etti. İstanbul Karayları İspanya’dan gelen Sefarad'lardan önce Bizans zamanında gelmişler, her zaman diğerlerinden ayrı yaşamışlar, dini ve sosyal yönden Yahudi toplumuna katılmamışlardır. 1783 de Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesi üzerine İstanbul’a bir Karay göçü olmuştu fakat sayıları ancak yüzleri geçmemiş ve günümüzde ise ancak 30-40 kişilik bir gruba dönüşmüştür.

Karaylık, Yahudilikten kaynaklanan ve hahamlık geleneğinin, özellikle Mişna ve Talmud’da derlenen sözlü yasanın bağlayıcı niteliğine itiraz ederek, yalnızca yazılı yasa olan Tora’nın buyruğunu kabul eden ve 8. yüzyılda  Babil’de din adamlarıyla yaşadığı siyasal bir çelişme ve dışlanmadan ötürü Sefer-a Mizvot’un yazarı Anan Ben David’in başlattığı bir akımdır.

Bu akım, bu dönemde Irak, İran ve Filistin Yahudileri  arasında süratle yayıldı ve İstanbul yolu ile Avrupa’ya geçti. Karayların dinsel uygulamaları sadece Tora’dan esinlenir. Karaylar Talmud’dan türeyen Alaha’yı (şeriatı) tanımazlar. Örneğin Tora sonrası döneme ait Hanuka Bayramını kutlamazlar, Rabanut’un (din bilgelerinin) tefilin, mezuza, evlenme, boşanma ile ilgili emirlerini uygulamazlar. Ayrıca Rabanut dini takvimiyle farklılıklar müşahede edilir, bayramlarda farklılıklar vardır; Roş Aşana’da Şofar çalınmaz. Sukot’ta dört çeşit bitki uygulaması yoktur. Karayların sinagoglarında sandalye yoktur ve içeriye girmeden ayakkabılar çıkartılır. Sinagogları da David’in bir mezmuruna istinaden yer altındadır.
Devamı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Blogger tarafından desteklenmektedir.